Kurucularımız | |||||
İsmail KOCA | Kadir ERÇAKIR | ||||
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı | A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı | ||||
Maden Mühendisi | Fizikçi | ||||
Ohsas 18001 Baş Denetçisi | Ohsas 18001 Baş Denetçisi | ||||
İş Güvenliği Uzmanlarımız | |||||
Nurten MAMİ | Ogan METİNOĞLU | Elif GENÇ | Nida Sunu | ||
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı | A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı | B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı | B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı | ||
Kimya Mühendisi | Maden Mühendisi | Kimyager | Kimyager | ||
Serkan SARAÇ | Ahmet Şükrü YILDIZ | ||||
C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı | C Sınıfı İş Güvenlği Uzmanı | ||||
Maden Mühendisi | Orman Mühendisi | ||||
İşyerii Hekimlerimiz | |||||
Rıza ZİNDE | Mustafa KALENDER | Yavuz Selim TÜRK | Vedat ÖZKAN | ||
İşyeri Hekimi | İşyeri Hekimi | İşyeri Hekimi | İşyeri Hekimi | ||
Kadın Doğum Uzmanı | Aile Hekimi | Aile Hekimi | |||
Yusuf Doğan YÜCEL | Nur Gülsüm LOMLU | Arda LOMLU | Merve CEVHER | ||
İşyeri Hekimi | İşyeri Hekimi | İşyeri Hekimi | İşyeri Hekimi | ||
Diğer Sağlık Personellerimiz | |||||
Mehmet ÖZTÜRK | Sabiha KUŞOĞLU | ||||
Diğer Sağlık Personeli | Diğer Sağlık Personeli | ||||
Hukuk Danışmanımız | |||||
Erhan ESİRGEMEZ | |||||
Avukat |
FAALİYET BÖLGELERİMİZ | |||
İzmir ili ve ilçeleri | Aydın İli ve İlçeleri | Manisa İli ve İlçeleri | Balıkesir İli ve İlçeleri |
Aliağa | Aydın | Ahmetli | Ayvalık |
Balçova | Bozdoğan | Akhisar | Balıkesir |
Bayındır | Buharkent(Çubukdağı) | Alaşehir | Balya |
Bayraklı | Çine | Demirci | Bandırma |
Bergama | Didim(Yenihisar) | Gölmarmara | Bigadiç |
Beydağ | Germencik | Gördes | Burhaniye |
Bornova | İncirliova | Kırkağaç | Dursunbey |
Buca | Karacasu | Köprübaşı | Edremit |
Cumaovası(Menderes) | Karpuzlu | Kula | Erdek |
Çeşme | Koçarlı | Manisa | Gömeç |
Çiğli | Köşk | Salihli | Gönen |
Dikili | Kuşadası | Sarıgöl | Havran |
Foça | Kuyucak | Saruhanlı | İvrindi |
Gaziemir | Nazilli | Selendi | Kepsut |
Güzelbahçe | Söke | Soma | Manyas |
Karabağlar | Sultanhisar | Turgutlu | Marmara |
Karaburun | Yenipazar | Savaştepe | |
Karşıyaka | Sındırgı | ||
Kemalpaşa | Susurluk | ||
Kınık | |||
Kiraz | |||
Konak | |||
Menemen | |||
Narlıdere | |||
Ödemiş | |||
Seferihisar | |||
Selçuk | |||
Tire | |||
Torbalı | |||
Urla |
İşyerlerinde acil durumlar hakkında yönetmelik gereğince işverenler, iş yerlerinde tatbikat yaptırırlar. İzmir İZ Osgb olarak hizmet vermiş olduğumuz işyerlerinde senaryolu acil durum tatbikatları yapılırak işyerinde bulunan bütün personele acil durumlarda nasıl davranmaları gerektiği öğretilmektedir.Tatbikat sonrasında ayrıntılı rapor hazırlanarak işverene sunulur.
Otomobille Güvenli Bir Sürüş için Yapılacaklar
Genel toplum yararı için güvenli sürüş teknikleri ile ilgili dinlediğim bir kısa konferanstan benim için ilginç gelen notları paylaşmak istiyorum. Motorlu araç kullanan dost ve arkadaş çevrenizle paylaşmakta yarar var.
ilginç ve yararlı bilgiler:
1. Yolculuğa çıkarken lastik havası, cam sileceği suyu, far ve fren ayarlarından başka araba içinde ve motor bölümüne girmiş canlı hayvan kontrolü yapılmalıdır. Canlı hayvan sanırım bizim hiç düşünmediğimiz ve benim 25 yıllık şoförlük süremde en az iki kez başıma gelen bir olay. Özellikle kedi yavruları ve yılan benzeri hayvanlar kovalayınca motor kaputunun altına kaçıyorlar.
2. Araba içinde hareketli cisimler (özellikle sıkça kullanılan su şişesi, kola kutusu, bira şişesi, cep telefonu ve telsiz vb) kaza anındaki sarsıntı ve kaymalarda fren pedalının altına girerek fren yapmanızı engellediği için kesinlikle bulundurulmamalıdır ya da önlemi alınmalıdır. (Hareketsiz hale getirilmeli-çanta içinde sıkıca kapalı ya da arka koltuklarda ki ceplere veya torpido gözüne koyma vb); sürüş sırasında sigara içilmemeli, telefon ve telsiz konuşması mümkünse yapılmamalıdır.
3. Sürücü direksiyon simidini saat 09-15 hizasından tutmalıdır. Aksi durumda çarpma durumunda saat 12 hizasından tutulan elin hava yastığı tarafından hızla başa itilmesi nedeniyle kol kırıkları ve eğer kolda saat de varsa göz kafa kemiği yaralanmaları, göz kayıpları söz konusudur. Hava yastığı açılınca, el ve kol, kafaya doğru şiddetle vuruyormuş.
4. Ön camlar genellikle patlamaz veya kaza sırasında araç içindekilere zarar vermezler, ancak yan camların hepsi böyle değil, parçalı kıymıklı kırılıyorlar ve içindeki yolcuya zarar veriyor. Bu nedenle arabaların yan camlarının bu iş için özel üretilmiş uygun bir saydam bir madde ile (sanırım içerden) kaplanması uygunmuş. (Hani şu dışarıdan içerisinin görülmesini engelleyen siyah renkli camlı arabaların o hale getirmekte kullanılan maddenin renksiz ve amaca uygun olanı). Bu takdirde cam dışarıdan tek darbe ile kırılamadığı için kapkaç mağdurları özellikle bayan sürücüler için de koruyucu imiş. Kaza anında içeri çökmüyor ama içerden kolaylıkla dışarı itilerek camı dağıtmak mümkünmüş.
5. Gerek yolcu düşmelerinin önlenmesi gerekse kaza anında arabanın sağlamlığının artırılıp yaralıların koltukla saç dış gövde arasına sıkışmasının azaltılmasında bütün araç kapıları kilitli halde yolculuk yapılmasının önemi büyükmüş. Yeni modellerde zaten kontak çalıştırılınca kapılar otomatik kilitleniyormuş. Kaza anında yaralıların kurtarılması anında bir engel teşkil edip etmeyeceğini sordum. Kurtarılmak için önemli olan önce sağ kalmak dediler.
6. Araç lastiklerinin genel hava basıncı bilgileri dışında en önemli olan bilgi bana göre lastiğin üretim tarihinden beş yıl sonra değiştirilmesi gereği imiş. Bu gereklilik kullanılmamış lastikler için de geçerli imiş; çünkü lastik üretim tarihinden beş yıl sonra tutucu özelliğini yitiriyor, sertleşiyormuş. Yani diş derinliğinden çok bu beş yıl önemli. Haydi pamuk eller cebe. En iyisi arabaları satmalı. Vergiler de arttı ve çevreyi kirletiyorlar zaten.
7. Sisli havada gece gündüz fark etmiyor, herkesin yaptığının aksine orta şerit üzerinden gidilmeyecek, çünkü karşıdan da orta şeritte gelen sizin gibi bir akıllı şoför olabilir. Silecekler en yavaşta çalıştırılacak ve sis lambaları yakılacak.
8. Karda, buzda sürüş en zoru. Fren yaparken direksiyon çevirmenin anlamı yok. Kızaklama nedeniyle arabanın yönünü değiştiremiyor, çünkü lastikler dönmüyor o sırada. Frene basmazsanız o zaman araba istenilen yöne dönebilir. Kar lastiği mutlaka öneriliyor. Kar lastiği zincir takmama nedeni değil. Gerekirse zincir de takılacak.
9. Uzaktan görülen kırmızı ışıkta durmak için debriyaja basmak ve motor freni ile vites küçülterek durmak yanlış. Araba sadece gaz pedalından ayak çekilerek frenle yavaşlatılacak ve durulacak ya da son anda arabanın düştüğü vites yavaşlığına vites geçirilerek yol açıldı ise gaza basılarak devam edilecek. Ne zararı var: Debriyaj ve vitesin sık değiştirilmesi arabanın ilgili aksamının ömrünü kısaltıyormuş.
10. ilaç kullanımı: Verilen eğitimde rahmetli Erzincan valisi Recep Yazıcıoğlu’nun ölümüne şoförünün kullandığı antidepressan ilacın yol açtığını öğreniyoruz. Kimileri ayakta, kimileri şoför koltuğunda uyuyor azizim. Özellikle uyku veren ruh sağlığı tedavisi ilaçlarına ve alerji (sinüzit) için kullanılan antihistaminiklere dikkat. Kullanan direksiyona geçmesin; sarhoştan beter belki de, çünkü yolcu anlayamıyor.
11. Ayna ayarları: Arabanızın kenarını da çok az da olsa görecek kadar Araba ve yola neredeyse dik açı yapacak kadar açılı olmaları gerekiyormuş. Böyle bir ayna açısı kör noktaları yok etmiyor, ama en aza indiriyormuş.
Laboratuvar denince akla deneyler gelmektedir, hem de heyecan verici patlamalı deneyler. Her laboratuvarda çalışan insanların yapması gereken işler, iş güvenliği ve sağlığı açısından birtakım özel önlemler alması gerekmektedir.
Laboratuvar ortamında çalışan bir kişinin uyması gereken genel kurallar şu şekildedir:
Laboratuvar ortamında gözü koruyucu (gözlük, yüz maskesi gibi) takılmalıdır.
Laboratuvar ortamında kimyasallara karşı dayanıklı eldivenler kullanılmalıdır.
Laboratuvarda hiçbir zaman şaka ve/veya oyun oynanmamalıdır. Şakalaşanlar ve oyun oynayanlar uyarılmalıdır.
Laboratuvar ortamında (asitli ve bazlı kimyasal tehlikelerine maruz kalmamak açısından) önü kapalı diz altı, uzun kollu önlük giyilmelidir.
Laboratuvar ortamında hiçbir zaman açık ayakkabı giyilmemelidir.
Laboratuvar ortamında tehlike anında kullanılması gerekebilecek cihazların yeri ve kullanılışı öğrenilmelidir. Örneğin güvenlik duşu, yangın söndürücüsü, acil çıkış kapıları, yangın alarmı ve ilk yardım çantası/ dolabı
Tehlike anında acil çıkış kapısının önünde geçişi engelleyici malzemelerin olmaması gerekmektedir.
Kişisel eşyalar (palto, ceket, şapka vb) laboratuvar tezgâhının üzerine konulmamalıdır.
Laboratuvar ortamında yemek, içmek laboratuvar malzemelerini bu amaçla kullanmak tehlikeli ve yasaktır.
Laboratuvar ortamında yapılacak deneyler için oluşturulan talimatlar detaylı bir şekilde okunmalıdır ve anlaşılmayan hususlar yetkililere sorularak öğrenilmelidir. Aksi halde reaksiyonlar insan sağlığına zarar verebilir.
Deney sahibi deneyin başından ayrılmamalıdır. Deney düzeneğini kuran kişi deney esnasında gerçekleşebilecek olumsuzlukları bildiğinden dolayı önlem alabilir. Aksi halde diğer çalışanlara da zarar verebilir.
Deney esnasında yere, laboratuvar tezgahına, giysilere dökülen herhangi bir kimyasal olur ise kurallar çerçevesinde hızlıca temizlenmelidir.
Kimyasal malzemeler her zaman kimyasal dolabında muhafaza edilmelidir.
Kimyasal malzemeler oluşabilecek tehlikelere karşı laboratuvar dışına çıkartılmamalıdır.
Laboratuvar dâhilinde sigara içilmemelidir.
Laboratuvar ortamında uzun saçlı kişiler saçlarını kesinlikle toplamalılardır. Aksi halde saçların alevli deneylerde yanması, cihaz ile çalışırken saçların takılması insan hayatını tehlikeye sokabilir.
Laboratuvarda yalnız çalışılmamalıdır. Aksi halde olumsuzluklar gerçekleştiği zaman kişiye yardım edebilecek en az bir kişinin olması insan hayatı için önemlidir.
Sağlık Raporu’na Dair..
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önemli noktalardan birisini de işe girişlerde ve periyodik olarak alınması gereken sağlık raporları oluşturmakta..
İş kazaları ve oluşan meslek hastalıklarının tespit edilmesi için bu denli hayati öneme sahip olan ve risk taşıyan söz konusu periyodik kontrolleri ne işverenlerimiz ne de işçilerimiz tarafından gerektiği şekilde önemsenmektedir. Daha da kötüsü; işe giriş aşamasında gerekli olan sağlık raporu almak halen zaman kaybı veya bürokratik bir engel olarak algılanmaktadır. Her yıl ülkemizde 2.000’den fazla ölümlü iş kazası olduğunu da bu noktada unutmamamız gerekmektedir.
30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunuyla birlikte, işverenler/işyeri sahipleri, çalışanlarının iş yerinde maruz kalabilecekleri sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlamak zorundadır. Bu sebeple; çalışanların ilk defa işe girmeleri, yaptıkları işi değiştirmeleri durumunda, iş kazası, meslek hastalığı ya da sağlık sebepleriyle işten uzaklaştırılma gibi şeyler yaşanırsa eğer işveren talep ederse çalışan işbaşı yaparken, doktor raporu almak zorundadır.
İlk kez işe giriş aşamasında alınması gereken sağlık raporu ise; çalışanların başlayacakları işin niteliklerine ve sektöre uygunluğunu tespit ederek, risklerin ortaya konulmasını sağlar.
Yapacakları işe uygun olduklarını gösteren sağlık raporu olmadan, “Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıf”ta yer alan işlerde çalışacak kişilerin işe başlatılması uygun değildir.
O halde; iş için sağlık raporu nereden alınmalı?
İş İçin Sağlık Raporu Nereden Alınır?
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yeni düzenlemeyle; sağlık raporlarının işyeri hekimlerinden alınması esasını getirdi. Şayet işyeri hekimi tarafından verilmiş olan sağlık raporuna itiraz edilirse; itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelerinden yapılmalı. İtiraz nedeniyle; hakem hastanelerinden alınacak sonuç ise “kesin karar” olarak kabul edilmekte..
Özetle; yeni mevzuat düzenlemelerine göre sağlık raporu alma işlemini Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri yani OSGB ile işyeri hekimi gerçekleştirmelidir. Sağlık gözetimi sebebiyle oluşan her türlü maliyetin işveren tarafından karşılanması gerektiği de unutulmaması gereken en önemli noktadır.
10’dan Az Çalışana Sahip İşyerleri İçin Durum Farklı
Bunun yanında; özel bir durumdan da burada bahsetmek gerekir. Geçen yıl çıkan Torba Yasa ile 10’dan daha az sayıda çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için; aile hekimlerinden ya da kamu hizmet sunucularından da sağlık raporu alınabilmektedir.
Diğer bir deyişle; ofis işyeri gibi az tehlikeli sektörlerde faaliyet gösteren bir işyerinde çalışacaksanız ve de az sayıda çalışanınız varsa; sağlık raporu olarak işçinizin aile hekimi ya da bir devlet hastanesinden alacağı sağlık raporunu kabul edebilmektesiniz.
Bu durum; sadece az tehlikeli işyerleri ile ondan az sayıda çalışanı olan işyerleri için geçerlidir. Fakat fabrika, maden vb. tehlikeli veya depoculuk faaliyetleri gibi tehlikeli işlerde bir- iki kişilik çalışanınız olsa dahi sağlık raporu işyeri hekiminden alınması zorunluluğu vardır.
Özel Hastanelerden Sağlık Raporu Alınabilir mi?
Sağlık Bakanlığının 07.05.2004 tarihli 2004/67 sayılı Özel Hastanelerde Sağlık Kurulu Raporu Düzenlenmesi Hakkında Genelgesinde “Özel hastanelerde; usulüne uygun olarak teşekkül ettirilmiş olsa bile özürlü sağlık kurulu raporu, vergi muafiyeti raporu, yurt dışı tedavi raporu, maluliyet raporu, özel tertibatlı araç ithali amacıyla alınan raporlar gibi özellikli raporlar verilemez” ibaresi yer almaktadır. Bu sebeple; özel sağlık hizmeti sunucuları ya da özel hastaneler işe giriş ve periyodik sağlık muayeneleri için sağlık raporu veremez. Özel hastanelerden alınan işçi raporları bu maddede yer alan şartlar sebebiyle geçersiz sayılır.
İş İçin Alınan Sağlık Raporu Ücretli Midir? Ücreti Ne Kadardır?
Tek Hekim Sağlık Raporu için; Sağlık Bakanlığı Fiyatı 50 TL, Üniversite Fiyatı 75 TL, Sağlık Kurulu Raporu için ise; Sağlık Bakanlığı 200 TL, Üniversite Fiyatı 300 TL ücret alınıyor. Aile hekimlerinden ve işyeri hekimlerinden temin edeceğiniz sağlık raporu ise ücretsiz olarak verilmektedir.
İş İçin Alınan Sağlık Raporuyla İlgili Mevzuatın Maddeleri Hangileri?
30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ‘ nun 15. maddesiyle işçi sağlığı muayeneleri hüküm altına alınmış oldu.
MADDE 15 – (1) İşveren;
a) Çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlar.
b) Aşağıdaki hallerde çalışanların sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zorundadır:
1) İşe girişlerinde.
2) İş değişikliğinde.
3) İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri hâlinde.
4) İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla.
(2) Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz.
(3) Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları, işyeri sağlık ve güvenlik biriminde veya hizmet alınan ortak sağlık ve güvenlik biriminde görevli olan işyeri hekiminden alınır. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir.
(4) Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz.
Şirketiniz için çalışanların sağlık giderlerini azaltmak mı istiyorsunuz?
Şirketinizin temel iş hedeflerinden biri olan verimliliği bu yıl iyileştirmek mi istiyorsunuz? Ürün kalitesini artırmaya ne dersiniz?
Durum buysa, daha sonra şirketinizin işyeri ergonomisi sürecini kurmak veya iyileştirmek, yapılacaklar listenizin üstünde olmalıdır.
Aslında önde gelen şirketler ergonomiyi tüm operasyonlarına derinlemesine entegre ediyorlar. Etkili bir ergonomi sürecinin yararlarına baktığınızda şaşırtıcı değilsiniz.
İşyeri Ergonomisi Sürecinin Faydaları
Burada, güçlü bir işyeri ergonomisi sürecinin kanıtlanmış beş faydası vardır:
1. Ergonomi maliyetleri düşürür. Sistematik olarak ergonomik risk faktörlerini azaltarak, masraflı meslek hastalıklarını önleyebilirsiniz. Ayrıca, dolaylı maliyetlerin bir yaralanmanın doğrudan maliyetinin yirmi katına kadar çıkabileceğini unutmayın.
2. Ergonomi verimliliği artırır. En ergonomik çözümler genellikle verimliliği artıracaktır . İyi bir duruş, daha az hareket ve daha iyiye erişmek için bir iş tasarlayarak iş yeri daha verimli hale gelir.
3. Ergonomi kaliteyi geliştirir. Zayıf ergonomi, işlerini en iyi şekilde yapamayan, sinirli ve yorgun çalışanlara dönüşmesine yol açar. Fazla iş görevi çalışana fiziksel olarak yük bindiğinde, eğitildikleri gibi işlerini yapamazlar. Örneğin, bir çalışan, ürün kalitesinde bir sorun oluşturabilecek yüksek bir kuvvet gereksinimi nedeniyle vidayı yeterince sıkıştıramaz.
4. Ergonomi, çalışanların katılımını geliştirir. Çalışanlar, şirketin sağlık ve emniyetini sağlamaya yönelik en iyi çabayı gösterdiklerini fark eder. Bir çalışan iş günlerinde yorgunluk ve rahatsızlık yaşamazsa devamsızlık oranını düşürebilir, motivasyonu artar ve çalışanların katılımını artırabilir.
5. Ergonomi daha iyi bir güvenlik kültürü oluşturur. Ergonomi, şirketinizin güvenlik ve sağlık konusundaki kararlılığını bir temel değer olarak gösterir. Ergonominin önceki dört avantajının birikimli etkisi şirketiniz için daha güçlü bir emniyet kültürüdür. Sağlıklı çalışanlar sizin değerli varlıklarınızdır; Şirketinizde güvenlik ve sağlık kültürünün oluşturulması ve geliştirilmesi, kuruluşunuz için daha iyi insan performansı sağlayacaktır.
İşyeri Ergonomisi - Ücretli midir?
Maliyete değer bir ergonomi süreci de var mı? Evet kesinlikle! .
İyi yöneticiler karar verirken şunları düşünürler:
- Bu gelirlerimizi artıracak mı?
- Bu maliyetlerimizi düşürecek mi?
- Bu doğru olan mı?
Bir işyeri ergonomisi süreci düşünülürken, bu soruların üçünde de vurgulu bir " EVET " ile cevap verebilirsiniz.
İşverenler, kişisel koruyucu ekipmanların (KKD) tedarik edilmesinde ve kullandırılmasında önemli rol oynar.
KKD, kullanıcıyı iş yerindeki sağlık veya güvenlik risklerine karşı koruyan bir ekipmanlardır. Baretler, eldivenler, göz koruyucuları, yüksek görünürlük giysileri, emniyet ayakkabıları gibi öğeleri içerebilir. Aynı zamanda solunum koruma ekipmanlarını da içerir.
KKD Neden Önemlidir?
İşyerinin güvenli hale getirilmesi, insanları güvenli ve sorumluluk sahibi bir şekilde çalışmaya teşvik etmesi için talimatlar, prosedürler, eğitim ve denetim sağlanmasını içerir .
Mühendislik denetimlerinin ve güvenli iş sistemlerinin uygulandığı durumlarda bile bazı tehlikeler meydana gelebilir. Bunlara yaralanmalar dahildir:
- Akciğerler, örn. Kirlenmiş havanın solunması
- Baş ve ayak, örneğin düşen malzemelerden
- Gözler, örneğin uçan parçacıklardan veya aşındırıcı sıvıların sıçramasından
- Cilt, örneğin korozif maddelerle temasından
- Vücut, örn. Aşırı derecede ısı veya soğuktan
Bu durumlarda riskleri azaltmak için KKD'ye ihtiyaç vardır.
Ne Yapmam Gerek?
- KKD'yi son çare olarak kullanın
- Diğer kontrolleri uyguladıktan sonra KKD'lere ihtiyaç duyulursa (ve bazı inşaat yerlerinde kafa koruması gibi durumlarda olacaktır), bunu çalışanlarımız için ücretsiz olarak sağlamalısınız
- Ekipmanı dikkatlice seçmelisiniz ve çalışanların doğru kullanmaları için eğitildiğinden ve herhangi bir hatanın nasıl tespit edileceğini ve rapor edileceğini bilmelisiniz.
Seçim Ve Kullanım
Kendinize aşağıdaki soruları sormalısınız:
- Kim ,neye maruz kaldı?
- Ne kadar süre maruz kaldınız?
KKD'yi Seçerken Ve Kullanırken:
- Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği uyarınca CE işareti bulunan ürünleri seçin
- Kullanıcıya uygun ekipmanı seçin - KKD'nin boyutunu, ağırlığını göz önünde bulundurun. Kullanıcılar onu seçmeye yardım ederse, kullanmaları daha olası olacaktır
- Aynı anda birden fazla KKD öğesi giyilirse birlikte kullanılabileceğinden emin olun, örn. Koruyucu gözlük takmak bir solunum cihazının sızdırmazlığını bozabilir ve hava kaçaklarına neden olabilir.
- Personele nasıl kullanacaklarını öğretin, örneğin insanlara eldivenlerini cildini kirletmeden çıkarmak için eğitin.
İş kazalarını ve meslek hastalıklarını engellemek amacıyla, çalışanların hayatını korumak için 2012 yılında çıkarılan yasanın en kritik maddeleri uygulaması 2020 yılına ertelendi.
1 Temmuz 2016 ve 1 Temmuz 2017 tarihlerinde hayata geçmesi öngörülen yasanın en önemli maddelerinin uygulamaya konması 1 Temmuz 2020 tarihine erteleniyor. Üç yıl gibi uzun bir erteleme süresi belirlenmesinde en önemli etken; 2019 yılında yapılması planlanan çifte seçim oldu. İSG ile ilgili düzenleme çalışmalarının, 8 yıl gibi uzun bir sürede ertelenmesinin de önünü açan madde, 19.06.2017 Pazar günü gece yarısında zeytinlik alanları riske atan üretim reformu tasarısına son önerge olarak ilave edildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) talebiyle torba yasa tasarısına entegre edildiği belirtilen yeni maddeyle iş güvenliğine ilişkin iki önemli noktada geri adım atılmış oldu.
2012 yılında çıkan iş güvenliği mevzuatına göre, 10 kişiden daha az işçi çalıştıran avukat, bakkal, manav muhasebeci, emlakçı vb. az tehlikeli iş koluna dahil olan işverenler, mevcut duruma göre 1 Temmuz 2017 tarihine kadar iş güvenliği ve iş sağlığı konusunda üniversitelerden eğitim alacak, bahsi geçen alanlarda uzmanlaşacaklardı. Böylece dükkan veya işletme sahipleri işyerlerini, çalıştırdıkları işçiler için güvenli bir ortama dönüştürecekler, bununla birlikte iş kazaları da engellenmiş olacaktı. Eğer adı geçen az tehlikeli işletmelerde çalışan sayısı 10 kişiden fazla 50 kişiden az ise yine aynı tarihe kadar işyerinde güvenliği ve sağlık koşullarını sağlamak amacıyla, bir iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimiyle anlaşma yapmak zorunluluğuna sahipti. Bu ay start alacak bu uygulama 3 yıl sonrasına, diğer bir deyişle 1 Temmuz 2020’ye kadar ertelendi. Yeni düzenlemeyle bir işyerinde çalışan 1 işçi için de 50 işçi için de yapılması gereken uygulama eşit duruma getirildi. İşveren ya da dükkan sahibi istediği takdirde bu faaliyeti, halihazırda çalıştırdıkları herhangi bir işçiyle de yürütebilecek. Bu durumda işletme ve işyeri sahipleri 2020 yılına kadar oldukça ciddi bir önem arz eden iş sağlığı ve özellikle iş güvenliği konusunda herhangi bir eğitime ihtiyaç duymayacaklar.
Ülkemizde şu anda 10 kişiden daha az işçi istihdam eden 1 milyona yakın bakkal, dükkan, büro vb. sahibi, 50 kişi ve altı işçi istihdam eden de 100 bine yakın küçük işletme bulunuyor. Söz konusu işletmelerde ise günümüzde 5 milyona yakın işçi çalışıyor. Yapılacak olan yeni düzenleme; bir işçi başına 500 liralık maliyetten kurtulacakları için işveren tarafından avantajlı bir durum söz konusuyken, 5 milyonu aşan işçi için ise hayati anlamda ciddi bir risk ve tehlike oluşturacak.
Son yıllarda yaşanan iş kazaları sonucu sakat kalma ya da ölüm sonuçlarından dolayı, iş sağlığı ve güvenliği kavramı toplum içinde oldukça önemli bir hale gelmiştir. Kısa adı " İSG " olan bu kavram, çalışanları korumaya yönelik olarak gerçekleştirilen bu uygulama ve incelemeler, mevzuat kapsamında ilgili kanun ve yönetmeliklerle de desteklenmiştir.
İş güvenliği kavramı, çalışanların güvenliğini sağlamak, sağlıklı ve güvenli şartlarda çalışmak amacıyla alınan tedbirler olarak tanımlanabilir. Diğer bir deyişle; çalışanların iş kazalarına maruz kalmalarını önlemek amacıyla güvenli çalışma ortamını oluşturmak için alınması gereken tedbirler bütününe “İş Güvenliği” denilmektedir.
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO (International Labour Organization)’nun araştırmalarına göre; iş kazalarının % 50 sinin kolaylıkla önlenebilecek kazalar olduğu, % 48 inin sistemli bir çalışma ile önlenebileceği, % 2 sinin ise önlenmesinin imkansız olduğu ortaya çıkmıştır. Bu da bize iş kazalarının % 98 oranında önlenebileceği gerçeğini açıkça göstermektedir.
Meslek hastalıkları, iş kazaları sonucunda çalışma ve iş güvenliği, gerek toplumsal, gerek bireysel, gerekse ekonomik açıdan oldukça önemli bir sorundur.
Sürekli gelişen ve yenilenen teknoloji ile birlikte; iş yükü azalsa da tedbirlerin her zaman alınması, sürekliliğinin sağlanması gerektiği unutmamalıdır. İş sağlığı ve güvenliği çalışmaları, işyerlerinde yapılan işin problemsiz şekilde yürütülmesi ile ilgili olarak ortaya çıkan tehlikelerden, çalışanlarının sağlığına zarar verebilecek etkenlerden korunma ve de buna ilave olarak, daha güvenli bir iş hayatı ortamı oluşturabilmek amaçlı yapılan yöntemli çalışmaları kapsamaktadır.
İş sağlığı ve güvenliği çalışmaları, sadece çalışanı korumanın yanı sıra çalıştığı iş yerini, bağlı bulunduğu kuruluşları ve işin gerçekleştirildiği çevreyi koruma faaliyetlerini kapsamaktadır.
“Önlemek ödemekten her zaman ucuzdur” prensibi ile hareket ederek işyerlerinde tehlike kaynaklarını ortaya çıkartarak bunlardan oluşabilecek riskleri kontrol altına alabilirsek gerçekleşebilecek kazaları da en aza indirgemiş ve tehlikeli ortamları ortadan kaldırmayı başarmış oluruz.
Ekip çalışması gerektiren söz konusu uygulamalı çalışmalar, işyerlerinde “Risk Değerlendirme Çalışmaları” olarak adlandırılmaktadır.
İş Güvenliği ile ilgili çalışanlara verilecek eğitimler, ilgili mevzuata bağlı yönetmelikler çerçevesinde uzman eğiticiler tarafından belgelendirilerek gerçekleştirilmelidir. İşyerinde mutlaka bir eğitim planlaması yapılmalı ve tüm işçilerin belirtilen eğitimleri almaları sağlanmalıdır. Bu zorlu bir süreç, yasal açıdan da bir gerekliliktir.
İşyerlerinin sağlık koşullarına uyumlu olup olmadığı üst düzeyde denetlenmeli, çalışma şartları olması gereken ideal seviyelere çekilmelidir. İş kazalarının önlenmesi, ölümlerin, sakatlıkların ve yaralanmaların önüne geçilebilmesi açısından, bu konulara özenle önem verilmelidir.
İş Güvenliği çalışmalarının başlıca hedef ve amaçları başında;
- Çalışanlara maksimum seviyede sağlıklı ortam sağlamak,
- Çalışma şartlarının olumsuz etkilerinden tüm çalışanları korumak,
- İş ve işçi arasında mümkün olan en iyi uyumu sağlamak,
- İşyerlerindeki tehlike oluşturabilecek riskli durumları tamamen ortadan kaldırmak ve/veya olumsuz etkilerini en aza indirgemek,
- Oluşabilecek maddi ve manevi zararları yok etmek,
- Çalışma verimliliğini arttırmak.
sayılabilir.
Avrupa Birliği Ülkelerinde İş Güvenliği konusuna değinmek gerekirse eğer;
1990‘lı yıllarda Avrupa İş Kazası İstatistikleri (ESAW) AB üyesi ülkelerinde işyerlerinde gerçekleşen kazalar hakkında karşılaştırılabilir bilgi toplamayı ve bir veri tabanı oluşturmayı hedeflemiştir. Bu amaçla bir anket çalışması gerçekleştirmiş ve bu çalışmanın sonuçları bir rapor halinde yayımlanmıştır. İlgili Raporda (National Declaration Systems of Accidents at Work), iş kazalarında ulusal bilgilendirme sistemine ilişkin olarak; üye ülkelere gönderilen ve doldurmaları istenen sorulara verdikleri cevaplar aktarılmaya çalışılmıştır.
Tüm Avrupa Birliği’ne üye tüm ülkelerde; bir işyerinde kaza olduğunda ekonomik sektör/branş ayrımı yapılmaksızın bu durum hızı bir şekilde ilgili kuruma bildirilmektedir. Hollanda ve Yunanistan hariç; tüm üye ülkeler iş kazalarıyla ilgili farklı bir sigorta programına sahiptir. Üye ülkelerde söz konusu program 50 yıldan daha eski bir geçmişe sahiptir. Tüm ülkelerde (Hollanda hariç) işçiler için sigorta zorunludur. Lüksemburg, Avusturya ,İngiltere, İsveç ve Portekiz‘de sigorta;tüm kendi adına çalışanlar (self-employed) için zorunlu hale getirilmiştir. Danimarka, İtalya, Almanya, Fransa, İspanya ve Finlandiya‘da kendi adına çalışanların sigorta kapsamında olması için bazı özel faaliyetler için (başlıca tarım, balıkçılık) zorunludur.
Dahası...
Eğitim Konuları:
a) Risk Değerlendirme Metodolojileri,
b) Risk Değerlendirme Matrisi,
c) Risk Değerlendirme Adımları,
d) Tehlike ve Risk kavramları,
e) Risk Değerlendirme Ekip Üyelerinin Organizasyonu,
f) Tehlikelerin Belirlenmesi,
g) Risk Değerlendirme Dokümantasyonu,
h) Risk Boyutlarının Sayılaştırılması,
i) Kabul Edilebilir Ve Kabul Edilemez Risk,
j) Risk Kontrolünde Öncelik Sıralaması,
k) Risk Kontrol Yöntemleri,
l) Örnek Olay ile Risk Değerlendirme Çalışması
Eğitimin Amacı:
Risk değerlendirme ekibini, risk değerlendirmesini yapabilecek duruma getirmek
Eğitim Sorumlusu:
İş Güvenliği Uzmanı
Eğitim Konuları:
a) Yangından korunma ve yangını önleme,
b) Temel yangın eğitimi,
c) Yangın Çeşitleri,
d) Yangınla mücadele,
Eğitimin Amacı:
Acil durumlarda, atanmış destek elemanlarının olaya müdahale edebilmesini sağlamak.
Eğitim Sorumlusu:
İş Güvenliği Uzmanı
Arama, Kurtarma, Tahliyeden Sorumlu Destek Elemanı Eğitimi
Yazan Super UserEğitim Konuları:
a) Acil durum eğitimi,
b) Acil durumları önleme,
c) Acil durumlara müdahale,
d) Acil durum iletişim teknikleri ve kuralları,
e) Taşıma Teknikleri,
f) Tahliye,
g) Acil durum sonrası yapılması gerekenler
Eğitimin Amacı:
Acil durumlarda, atanmış destek elemanlarının olaya müdahale edebilmesini sağlamak.
Eğitim Sorumlusu:
İş Güvenliği Uzmanı
Eğitim Konuları:
a) Düşmeyi Engelleyici Sistemler,
b) Düşmeyi Durdurucu Sistemler,
c) Düşme Tehlikesi Bulunan Ortamlar,
d) Temel Yüksekte Çalışma Modülü,
e) Standart personel koruyucu ekipmanlar
f) Düşmeden korunmanın hiyerarşisi
g) Düşmeden korunmanın teorisi ve uygulamaları
h) Temel emniyet ipi kullanımı ve düğümler
i) Merdiven tırmanış emniyet sistemleri
j) Emniyet sistemleri içinde çalışma pozisyonları
k) %100 enerji tutucu bağların kullanımı
l) Malzeme denetlemesi, bakımı ve koruma yöntemleri
m) Çalışma günlüğü ve diğer belgelerin doldurulması,
n) İş sistemlerdeki değişik açıların yük değişimleri
o) Düşme faktörü kavramı ve önlemler
p) Yükleme / indirme sistemleri ve makara kullanımı
q) İşyerine özel uygulamaların teorik ve pratikleri
Eğitimin Amacı:
Yüksekte çalışma yapacak olan personelin yüksekte güvenli çalışma yapmasının öğretilmesi
Eğitim Sorumlusu:
İş Güvenliği Uzmanı